Eğitim Sen'den Kadir Has Üniversitesi'ne tepki: “Hukuksuzluklar devam ediyor…” – Son Dakika Türkiye Haberleri

Bölüm no. Eğitim Sen İstanbul üniversitelerinden 6'sı, Kadir Has Üniversitesi'nde son yıllarda yaşanan ihraçlara ve hukuka aykırı uygulamalara ilişkin açıklama yayınladı.
Açıklamada, Geçtiğimiz yıl üniversite pek çok akademisyeni bölümlerin birleştirilmesi veya kapatılması, performans kriterleri, doktora çalışmalarını tamamlayan araştırma görevlileri gibi çeşitli nedenlerle işten çıkardı, ancak bu nedenlerin tümü asılsızdı. Öyle olduğu belirtildi.
Sendika, üniversite yönetimine işten çıkarmaların yasa dışı olduğunu defalarca söylediğini ancak bu hataların düzeltilmediğini söyledi.
Eğitim Sen, Kadir Has Üniversitesi'ndeki performans kriterleri ve bölümlerin kapatılmasının akademisyenleri tehdit ve baskı aracı olarak kullanıldığını bildirdi.
PERSONELDE AKADEMİK ÇALIŞMALARA YÖNELİK ÖRNEK KARAR 33A
Sendika açıklamasında Bir diğer hukuki gelişme ise vakıf üniversitelerinde 33. sırada görev yapan araştırmacıların “yüksek öğrenimlerinin sona erdiği” gerekçesiyle ihraç edilmesiyle ilgili.
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 33a maddesi kapsamında çalışan bir araştırma görevlisinin, doktora eğitimini tamamlamış olması nedeniyle 19 Eylül 2024'te işine son verildiği hatırlatılıyor. Açılan davanın ardından mahkemenin 30 Mayıs 2025'te uzlaşmayı iptal ederek akademisyenin 30 gün içinde görevine dönmesine ve mahrum bırakılan tüm haklarının iade edilmesine karar verdiği iddia edildi.
Buna rağmen kararın üzerinden 125 gün geçmesine rağmen Kadir Has Üniversitesi yönetiminin akademisyeni atamadığı ve tahakkuk eden haklarını devretmediği bildirildi. Sendika, üyelerinin suç duyurusunda bulunduğunu ve manevi tazminat davası açtığını açıklayarak, “Üyemizin gecikmeksizin işe iade edilmesini ve hak kaybının derhal giderilmesini talep ediyoruz” dedi. dedi.
“VAKIF ÜNİVERSİTELERİ MAHKEME KARARLARINI DERHAL UYGULAMALI”
Eğitim Sen'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Geçen yıl Kadir Has Üniversitesi pek çok akademisyeni çeşitli gerekçelerle işten çıkardı. Bu ihraçlara gerekçe olarak bölümlerin birleşmesi/kapanması, performans kriterleri, doktora eğitimini tamamlayan araştırma görevlileri gibi çeşitli ama asılsız nedenler gösterildi. Kadir Has Üniversitesi'nin yetkili sendikası olarak, ihraçların hukuka aykırı ve haksız olduğunu üniversite yönetimine bildirmemize rağmen ne yazık ki bu hatalar üniversite yönetimi tarafından düzeltilmedi.
Birçok kurucu üniversitede olduğu gibi Kadir Has Üniversitesi'nde de performans kriterleri ve bölüm kapatma gibi keyfi prosedürler akademisyenlere yönelik baskı ve tehdit aracı olarak kullanılıyor. Bölümün kapatılması gerekçesini bahane ederek Uluslararası İlişkiler bölümünde öğretim görevlisi olarak görev yapan üyelerimizden Dr. 31.08.2024 tarihinde işten çıkarıldı. Üyemizin 18.06.2025 tarihinde açtığı davanın ardından mahkeme idari işlemin iptaline ve üyemizin 30 gün içerisinde işe dönmesine karar vermiştir. Ancak tüm girişimlerimize rağmen Kadir Has Üniversitesi, üyemizi tam 68 gün sonra (25.08.2025) işe başlatarak bir hukuka aykırılık daha gerçekleştirdi. Öte yandan bu idari işlemin iptal edilmesi ve yeniden başlatılması kararı, performans kriterlerini bahane ederek vakıf üniversitelerinden ihraç edilen veya bölümleri keyfi olarak kapatan onlarca akademisyen için ibretlik bir hukuki sonuç haline geldi. Şube numarası olarak Eğitim Sen İstanbul üniversitelerinden 6'sı olarak, vakıf üniversitelerinde sıklıkla karşılaştığımız bu haksız ve hukuksuz uygulamanın bir örneğinin daha yaşanmaması için tüm vakıf üniversitelerini uyarıyoruz!
Bir diğer hukuki kazanım ise Kurulu Üniversitelerde Yükseköğretim Kanunu'dur. Yönetmelik 33a kapsamında çalışan araştırma görevlilerinin yüksek öğrenimlerinin sona ermesi nedeniyle işten çıkarılmasına karşı kazanıldı. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 33a maddesi kapsamında göreve başlayan bir üyemiz, doktora eğitimini tamamlamış olduğu gerekçesiyle 19.09.2024 tarihinde işine son verilmiştir. Üyemiz tarafından açılan dava sonrasında 30.05.2025 tarihinde bu idari işlemin iptaline, üyemizin 30 gün içerisinde işe geri getirilmesine ve mahrum bırakıldığı tüm haklarının iadesine karar verilmiştir. Bu kararın üniversite yönetimine bildirilmesine ve tüm iyi niyetli girişimlerimize rağmen üzerinden 125 gün geçmesine rağmen üyemiz Kadir Has Üniversitesi yönetimi tarafından henüz göreve atanmamış ve üyemize biriktirmiş olduğu kredi ve hakları iade edilmemiştir. Üyemiz bu hukuka aykırılığa karşı suç duyurusunda bulunmuş ve manevi tazminat davası açmıştır. Şube numarası olarak İstanbul Eğitim Sen Üniversitesi'nden 6. mahkeme kararına ve suç duyurusuna rağmen, Dr. Araştırma görevlisi olarak göreve başlaması gereken üyemizin gecikmeksizin işine dönmesini ve yaşanan hak kayıplarının bir an önce giderilmesini talep ediyoruz.
Devlet üniversitelerinden bildiğimiz üzere, Yükseköğretim Kanunu'nun 50d maddesine göre vakıf üniversitelerinde araştırma görevlilerinin görev süreleri yükseköğrenim süreleri ile sınırlıdır. İlk günden bu yana karşı çıktığımız 50d araştırma görevlisi kadrosunun güvencesizliği nedeniyle birçok devlet ve vakıf üniversitesinde 50d kadroları Yükseköğretim Kurulu kararıyla garantili 33a kadrolarına taşınmak zorunda kalırken, vakıf üniversitelerinde çalışan araştırma görevlilerinin 33a kadrolarında öğrenimlerini bitirdikleri bahanesiyle görevden alınmalarının gayri meşru olduğu açıktır. Bu hukuka aykırılığa karşı açtığımız davayla elde ettiğimiz fayda, yüzlerce araştırmacıya önemli bir emsal teşkil edecek ve böylece benzer hukuka aykırı uygulamaların önüne geçecektir.
Sonuç olarak şube no. Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi'nin 6 Kasım'ında Kadir Has Üniversitesi başta olmak üzere vakfın tüm üniversitelerini iş güvenliğine yönelik saldırılardan vazgeçmeleri konusunda uyarıyoruz. Mahkemeler tarafından kaydedilen haksız ihraçların tekrarlanmaması gerektiğini hatırlatırız. Hukuki dayanağı olmayan keyfi işlemlerle işten çıkarmaların olamayacağını ve araştırma görevlilerinin sözleşmelerinin yükseköğretim süresiyle sınırlandırılmasını talep ederek bir kez daha vurguluyoruz. “Ayrıca her kurum gibi kurucu üniversitelerin de mahkeme kararının derhal uygulanması gerektiğini vurguluyor, gayri meşru aksi tutumun devam etmemesini ve yaşanan hak kayıplarının derhal telafi edilmesini talep ediyoruz.”


